Ana içeriğe atla

ilk :)

ilk blog yazım

neye nereden başlayacağımı bilemiyorum. bir yandan sizlerle paylaşmak istediklerim var kafamda, bir yandan acaba önce hangisini yazsam nasıl yazsam diye düşüncelerim. eee tabi biryandan da bebişim İKRA :) çünkü şimdi dışarıdan geldik ve uyut beni anne bakışları var karşımda.
O zaman önce İkra hanımdan başlayalım; yepyeni cici ailemizin minik üyesi ikra henüz 80 günlük dik saçlı bir prenses, daha sonra aklıma geldikçe hamilelik, doğum, hazırlıklar hepsiyle ilgili yazıcam inşallah,



yeni ailemize gelince daha 1 sene 4 ay önce evlendim sevgili kocamla,
 öyle masalsı flört dönemlerimiz, liseli aşık modunda gezip tozmalarımız olmadı yani sizi hayal dünyasına alıp götürecek bir paylaşımım olmayacak bu konuda amaaaa evlilik üzerine ilişkiler üzerine uzun uzadıya yazıcam mesleğim gereği, sahi ya mesleğim dedimde kendimden bahsetmedim
ben, ben, ben en başından başlayım en iyisi istanbul da doğup büyümüş bir genç kızın ankaralı bir delikanlıyla görücü usulu 80 senesinde evlenerek kurdukları aileye ilk erkek evladın 5 yıl sonrasında katılmış bir kız evladım,
benden 7 sene sonra doğacak olan küçük paşamızın da ablası oluyorum :), beyfendi büyüdü de üniversiteye bile gidiyor bakmayın öyle küçük paşa diye sevdiğime duymasın beni :),
Ankara'da doğdum, büyüdüm ve hala burada yaşıyorum.
Eğitim maceram abim ilk okula giderken 'bende okula gidicem' diye tutturup açık bulduğum anasınıfının kapısından içeri girip şarkı söylemeye başlamamla başlamış :) sağ olsun öğretmende bu hevesimi kırmamış ve daha 4,5 yaşında sınıfına kabul etmiş beni. sonra semt değiştirerek 16 sene yaşayacağımız yeni evimize taşındık ve ben orada anaokuluna, ilkokula ve ortaokula gittim sonra ise Mamak Anadolu Lisesini ( sonra adı yavuz sultan selim anadolu lisesi olarak değiştirildi ) kazandım 4 senelik lise günlerinden sonra 2004 yılında Hacettepe Üniversitesini kazandım ve 5 senelik eğitimime 2. sınıftayken birde açıköğretimden bir bölüm okumayı ekledim.(ikisi birlikte çok da gerekliymiş gibi (: )
2009 yılında Hacettepe Aile ve Tüketici Bilimleri bölümünden mezun olduktan sonra Türkiye'de bir ilk olan 'Evlilik Öncesi Aile Yaşantısı' eğitimleri veremeye başladım. (şimdi ise devlet tarafından verilmeye yeni yeni başlıyor bakanlığın konuyla ilgili haberi  ) Halk eğitim merkezlerinde kurum personeli yetiştirme programı başta olmak üzere evlilik, sosyal iletişim gibi konularda eğitimler verdim. seminerlerime katılanları saymazsam yaklaşık 900 öğrencim oldu. seminerlerle birlikte binleri aşmıştır. sonra ise Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde yüksek lisansa başladım. hamile hamile birde oraya gittim :)) ama son aylarda çok zorlandım.
veee geldik bu güne şu anda yeni doğum yaptığım için kilolarıyla birlikte evde oturup kızını büyüten bir anneyim :) kilolarıyla diyorum çünkü yaklaşık bir sene önce 48 kilo olup 85 kiloyla doğuma giren bir kadınım ben :) bu kilolardan da bahsedicem ileride. doğum kiloları yazıma buradan ulaşabilirsiniz  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ankara'da döner denince :)

                      Ankara'da döner denince aklıma gelen ilk yer tabikide Peçenek Döner . Önceden Etlik eski garajlar içinde olan mekan garajlar yıkılınca kendisini İskitler de iki katlı eski tarihi Ankara evi olarak yapılmış yeni bir yere taşıdı.                  Mekan öyle süslü püslü lüx, oyun alanı olan, bir yemekte 2-3 çatal bıçak getiren , kendinizi prens yada prenses hissedeceğiniz koltukları sandalyeleri olan mekanlardan değil. Ama çıktıktan sonra 'bu günkü döner neydi be...' yada ' dün yediğimiz dönerin tadı hala damağımda.' ve hatta ' geçen haftaki döner olsada yesek.' diyeceğiniz, akılda kalan bir lezzete sahip döneri var. Zaten buda yetiyor.                  Mekana gittiğinizde ayakta kalmanız, yemek yiyen kişilerin kalkmalarını beklemek zorunda kalm...

OYUN HAMURU YENİLEME :)

        Çocuklarımızın  severek oynadığı ( bıraksam İkra'nın saatlerce oynayabileceği ) oyun hamurları zamanla ilk günkü formlarını kaybederler ve ufalanmaya, güzel şekil almamaya, çatlamaya başlarlar. Annelerin en çok şikayet ettikleri şeyde budur, Her zaman yenisini mi alıcam? Oyun hamuru yetiştiremiyorum! Buna paramı dayanır? diye hayıflanırız. Aslında oyun hamurlarınız ne kadar kurumuş bozulmuş olursa olsun ilk günkü hallerini alabilirler. Bunun bir tek yolu var oda; sulamak :) evet yanlış duymadınız tek gerekli malzeme 'su', eee tabi birde kötüleşmiş oyun hamuru.

Çocuklar Yetişkinlerin Minyatürü Değildir

Sizlere doktorluk mesleğine çok güzel bakış açısı olan bir doktordan  bir çocuk cerrahından bahsedeceğimi ve bir yazısını paylaşacağım  Op. Dr. Tuba Dikmen   Çocuklar Yetişkinlerin Minyatürü Değildir Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1980 Gelibolu doğumluyum. Babamın mesleği nedeniyle Türkiye’nin pek çok ilinde yaşama fırsatı buldum. Üniversite eğitimimi 2005 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladım. Uzmanlığımı da yine Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Çocuk Cerrahisi Kliniği’nden aldım. Çocukların beyaz önlüklü herkese karşı olan tutumunu biliyoruz. Bu durumda çocuk doktoru olmak oldukça zorlu iken çocuk cerrahisini düşünemiyorum bile ? Ve tüm bunlara rağmen minik hastalarınız tarafından size duyulan karşılıksız bunca sevgi. Takdirde şayan doğrusu. Bunun bir sırrı var mıdır acaba?  Sırrım işimi ve çocukları sevmek. Çocuklarla aram her zaman iyi oldu. Sevgi karşılıklı tabi. Siz onlara sevgi dolu yaklaşırsanız onlar da sizi sev...