Ana içeriğe atla

T bölgesi parlaması çözüm arayışım

            Sürekli şikayet ettiğim, özellikle flaşla birlikte fotograflarda çok itici duran ( hatta bundan dolayı selfie çekinmediğim doğrudur ) kusursuz burnumun ( desemde inanmayın başarısız bir ameliyat sonrası içi düzelmediği gibi dışı daha da bozulan bir burnum var) parlayarak dikkatleri üstüne çekmesine ve Melih Gökçek'in yaptığı Ankara bulvarı gibi inişli-çıkışlı, çöküntülü-çıkıntılı halini insanların gözüne gözüne sokan bu yağ salınımıma tıbben bir çözüm yok. Ama kozmetik buna bir çözüm bulmalıydı dimi?
       
            Bu durumumu Gratisteki arkadaşa anlattım tabi böyle tasfirlerle değil kısa ve öz ' T bölgesi parlamasını engelliyecek şey nedir acaba? ' dedim kendisi önce bana Garnier bb kremi önerdi testerını denedim tamam dedim ama malesef indirim döneminde biten bb kremlerin daha yenileri gelmemiş ve açık tonu olmayan bb kremi alamadım ama ısrarlıydım ' başka bir çözüm?'  dedim görevliye. O da bana the Balm 'Sexy Mama anti-shine translucent powder' yani türkçesi parlama önleyici şeffaf pudra :) var bide ona bakalım dedi denedim tamam dedim aldım.


            Öyle ahım şahım bir etki yok, yani mucizevi birşey değil, ne pudralı nede pudrasız cinsinden yani. öyle ağar makyaj yapmam, parlamam alınsın yeter diyorsanız çok güzel, başarılı bir ürün ama ara sıra gün içinde yenileme gerekebilir fakat yağlanmanız çok değilse tazeleme gerekmiyor. Ciltte ilk başlarda bıraktığı pamuksu yüzeyi seviyorum ben o yüzden sürekli süresim geliyor.


            Bir yıl olmadan kızımın iki kere gazabına uğrayan pudram hala kullanılabilir durumda ama o tırnaklayıp parçalamasaydı daha uzun süre giderdi diye düşünüyorum fakat şuanda yarıdan daha aza indi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ankara'da döner denince :)

                      Ankara'da döner denince aklıma gelen ilk yer tabikide Peçenek Döner . Önceden Etlik eski garajlar içinde olan mekan garajlar yıkılınca kendisini İskitler de iki katlı eski tarihi Ankara evi olarak yapılmış yeni bir yere taşıdı.                  Mekan öyle süslü püslü lüx, oyun alanı olan, bir yemekte 2-3 çatal bıçak getiren , kendinizi prens yada prenses hissedeceğiniz koltukları sandalyeleri olan mekanlardan değil. Ama çıktıktan sonra 'bu günkü döner neydi be...' yada ' dün yediğimiz dönerin tadı hala damağımda.' ve hatta ' geçen haftaki döner olsada yesek.' diyeceğiniz, akılda kalan bir lezzete sahip döneri var. Zaten buda yetiyor.                  Mekana gittiğinizde ayakta kalmanız, yemek yiyen kişilerin kalkmalarını beklemek zorunda kalmanız muhtemel çünkü özellikle öğle saatlerinde çok ama çok hızlı servis yapmalarına rağmen mekan çok kalabalık. Mekanın çok geniş bir müşteri kitlesi var. Çoğunlukla takım elbilesel

NASIL VERDİN BU KİLOLARI ?

            Bloğumu açalı çok olmuş ama hiç dokunmamışım artık dokunmaya karar verdim :) sizlerle paylaşmak istediğim o kadar çok şey var ki öncelikle bebeklerle ilgili, kilo vermeyle ilgili, yemekle pastayla börekle çörekle ilgili, kozmetikle ilgili kısacası bir çok şeyle ilgili :) Öncelikle bu günlerde bana çokça yöneltilen soruyla başlayayım bloğuma dönüşüme;  NASIL BU KADAR ZAYIFLADIN?  NE KADAR ZAYIFLAMIŞSIN!! NE YAPTIN?  İNANMIYORUM ESKİYE DÖNMÜŞSÜN. HEMEN ANLATIYORSUN, NASIL OLDU?

OYUN HAMURU YENİLEME :)

        Çocuklarımızın  severek oynadığı ( bıraksam İkra'nın saatlerce oynayabileceği ) oyun hamurları zamanla ilk günkü formlarını kaybederler ve ufalanmaya, güzel şekil almamaya, çatlamaya başlarlar. Annelerin en çok şikayet ettikleri şeyde budur, Her zaman yenisini mi alıcam? Oyun hamuru yetiştiremiyorum! Buna paramı dayanır? diye hayıflanırız. Aslında oyun hamurlarınız ne kadar kurumuş bozulmuş olursa olsun ilk günkü hallerini alabilirler. Bunun bir tek yolu var oda; sulamak :) evet yanlış duymadınız tek gerekli malzeme 'su', eee tabi birde kötüleşmiş oyun hamuru.